Aciz Hayat

Dikkatini toplayamamak, unutkanlık, uykusuzluk... Türk bilim adamları, bu belirtilerle kendini gösteren depresyonu, suçüstü yakaladı.


Ege Üniversitesi'nce yapılan araştırmada, depresyonun beyinde yarattığı hasar 3 boyutlu olarak görüntülendi.

Araştırma ile, antidepresan ilaçların hastalığı tedavi ettiği de kanıtlandı. Ege Üniversitesi Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saffet Gönül, "Hayat boyu baktığımızda her 100 erkekten 8'i, her 100 kadından 20'si bir kez depresyon gözlenmiş, geçirmiştir" dedi.

Ege Üniversitesi Beyin Araştırma Laboratuvarı, depresyonun beyinde yol açtığı hasarı görüntülemek için araştırma başlattı. Hasta ve sağlıklı 18'er kişinin 5 yıl boyunca beyin MR'ları çekildi ve görüntüler karşılaştırıldı.

Yrd. Doç. Dr. Mansur Doğan, gribal enfeksiyonların duyu kaybında tetikleyici bir faktör olduğuna dikkati çekerek ''Virüs süresini tamamlayıp, insan vücudundan atılıyor fakat yarattığı hasarlar kalıcı olabiliyor. Bunlardan biri de koku alma kaybı" dedi.


Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mansur Doğan, çok fazla gribal enfeksiyon geçiren insanlarda koku alma kaybının ortaya çıkma olasılığının, diğer insanlara oranla daha fazla olduğunu bildirdi.

Gribal enfeksiyonların duyu kaybında tetikleyici bir faktör olduğuna dikkati çeken Doğan, şunları söyledi:

Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayicileri Derneği (KTSD) Başkanı Ahmet Pura, veliler ve öğretmenlerin, çocuklara okuma yazma öğretmeden önce mutlaka el temizliği ve kişisel bakım konusunda eğitim vermesi gerektiğini bildirdi.

Pura, yaptığı yazılı açıklamada, okulların açılması ile bulaşıcı hastalıklardan korunmak için hijyenin büyük önem taşıdığını kaydederek, çocuklara mutlaka el yıkama alışkanlığının kazandırılması gerektiğini belirtti.

Bilim insanları, zihinde yeni oluşmuş korku gibi duyguları hafızadan silmenin mümkün olduğunu keşfederek, hafıza ve korku araştırmalarında çığır açabilecek bir adım attı.



İsveç’teki Uppsala Üniversitesi’nden Thomas Ågren tarafından yürütülen araştırmada, yeni oluşan duygusal anıları beyinden silmenin mümkün olduğu ortaya çıktı. Psikolog Ågren’in, meslektaşları profesörler Mats Fredrikson ve Tomas Furmark ile yürüttüğü çalışmada, araştırma konularını şöyle özetledi:

Bilim insanları, çikolata yerken kendini kısıtlamakta zorlanmanın, beynin beklenmedik bir kısmında afyona benzeyen bir kimyasal salgılamasından kaynaklandığını keşfetti.



Çikolatanın neden insanlar tarafından karşı konulamaz bulunduğunu anlamak için yapılan araştırmada, beyinde salgılanan bir kimyasalın, kısıtlama koymadan yemeye devam etmeye sebep olduğunu gösteren sonuçlar alındı.

ABD’deki Michigan Üniversitesi’nde yapılan araştırmayı yürüten Alexandra DiFeliceantonio, “Aldığımız sonuçlar, beynin insanları fazla tüketmeye itmek için düşündüğümüzden daha geniş bir mekanizmaya sahip olduğunu anlamına geliyor. Bu durum, günümüzdeki aşırı tüketimin nedeni olabilir” dedi.

BEYİNDE UYUŞTURUCU BİR MADDE SALGILANIYOR

Amerika’da 161 çift ikiz kadın üzerinde yapılan araştırma, anne olmayı düşünen ve meme estetiğine düşkün kadınları rahatlatacak nitelikte. Zira araştırma bilinenin aksine emzirmenin, memenin sarkmasına değil, dik kalmasına yaradığını ortaya çıkardı.



Aesthetic Surgery Journal Dergisi’nin Eylül 2012 sayısında yer alan bir makalede, meme yaşlanmasıyla ilgili 2009-2010 yılları arasında yaş ortalaması 47,6 olan 161 çift ikiz kadın üzerinde yapılan bilimsel çalışmanın sonuçları yayınlandı.

Uzmanlar uyarıyor: Ebeveynlerinin koruyuculuğunda, pişman olmayı bilmeyen en önemlisi hata yaptığının farkına varmayan çocuklar yine en çok ailesine zarar veriyor.

Değişen Dünya, gelişen teknoloji insan davranışlarının da değişmesine neden oluyor. 30 yıl önce sokakta kavga eden çocuklarını ayırıp, birbirinden özür dileyen ebeveynler, günümüzde çocuğunu cezalandıran öğretmeni darp eden yetişkinler haline geldi. Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Çocuğum hata yapmaz diyen aileler bedel ödüyor” dedi.

Hastaların ilaç kullanırken anlamakta güçlük çektiği, anlaşılma ifadelerin yer aldığı prospektüsler, yerini daha basit dille yazılan kullanma talimatlarına bırakacak.

Sağlık Bakanlığı'nın Avrupa Birliği mevzuatına uyum için getirdiği düzenlemeyle ilaç ambalajlarında prospektüsler yerine sağlıkçılar için ''Kısa ürün bilgisi'', hastalar için de ''Kullanma talimatı'' bulunacak.

Kısa Ürün Bilgisi (KÜB), doktor, eczacı ve diğer sağlık profesyonellerinin anlayabileceği terminolojik içerik ve bilimsel düzeyde hazırlanacak. Bu bilgilendirme metninde ilacın adı, kalitatif ve kantitatif bileşim, farmasötik form, klinik, farmakolojik ve farmasötik özellikler, ruhsat ve numarası, ruhsat ve metnin yenilenme tarihi gibi bilgiler bulunacak.

ABD'de yapılan araştırmada, çocukken duygusal olarak ihmal edilen kişilerin yetişkinlikte inme geçirme riskinin daha fazla olabileceği belirlendi.



ABD'deki Rush Alzheimer Merkezi'nden Robert S. Wilson ve ekibinin yaptığı araştırmaya, unutkanlık sorunu olmayan, 55 yaş ve üzerindeki kişiler katıldı.

18 yaşından önce fiziksel ve duygusal istismara uğrayıp uğramadıklarını anlamak üzere, katılımcılardan ebeveynlerinin boşanıp boşanmadığı, ailenin maddi durumu, ebeveynleri tarafından sevildiklerini hissedip hissetmedikleri, kemerle ya da başka nesnelerle cezalandırılıp cezalandırılmadıkları, cezalandırıldıklarında ne hissettiklerini de kapsayan soruları yanıtlamaları istendi.

Uzmanlar, ayakkabı tabanının şoku emebilen özellikte olması gerektiğini belirterek kösele ayakkabı giyilmemesini önerdi.



Ayak ve ayak bileği cerrahisi alanında uzman olan İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Tahir Öğüt, vücudun tüm ağırlığını ve yorgunluğunu ayakların çektiğini belirterek, doğumdan itibaren ayak sağlığı için doğru ayakkabı seçilmesi ve ayak bakımının önemine işaret etti.

Bebeklerin doğduklarında düztaban olduklarını, bu durumun 5 yaşına gelene kadar devam ettiğini anlatan Öğüt, bu nedenle ilk 5 yaşta çocuğa ''ortopedik ayakkabı'' adı altında özel bir ayakkabı veya özel tabanlık yaptırmanın para israfı olduğunu söyledi.

Tüp Bebek Uzmanı Dr. Hakan Özörnek, kök hücrenin tüp bebek tedavisinde kullanılmasının gelecek 10 yıl içinde mümkün olacağını söyledi.



Çocuk sahibi olamayan çiftler için kök hücre çalışmalarının gelecek 10 yılda umut olacağını belirten Eurofertil Tüp Bebek Merkezi Medikal Direktörü Dr. Hakan Özörnek, ''Kök hücreden yumurta ve sperm hücrelerinin elde edilmesi mümkün olacağı gibi, endometrium denilen rahim içerisindeki, bebeğin yerleştiği tabakanın onarılması veya desteklenmesinde de kök hücreden yararlanılabilecek'' dedi.

Alerjik olsun ya da olmasın astım hastalığı en çok ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde atak yapıyor. Bu nedenle sonbaharda ortaya çıkan inatçı öksürük, hışıltılı solunum, tekrarlayan hapşırıklar, burun akması veya tıkanıklığı gibi şikayetleri ciddiye almakta fayda var.



Sonbaharda havaların çok değişken olması nedeniyle mikrobik bronşit, nezle ve gribal enfeksiyonlarda artış görülüyor. Özellikle bazı virüslerin astımlı hastalarda, hastalığın atak yapmasına veya kötüleşmesine neden oldukları biliniyor. Kimi zaman basit bir soğuk algınlığı veya enfeksiyon ciddi bir astım tablosunu başlatabiliyor.

Pek çok hastalığın belirtisi olabilecek vertigo, yani baş dönmesi yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürüyor.

KBB Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özmen Öztürk, bazı hastalıkların vertigoya yol açabileceğini ama tanısı konduktan sonra uygun tedaviyle bu rahatsızlığın önlenebildiğini söyledi.

Aslında ‘vertigo’ terimi kendi başına bir hastalığı tanımlamıyor. Vertigo baş dönmesi kelimesinin Latincesi ve pek çok hastalığın vertigoya yol açtığı biliniyor. Hastanın dengesini sağlamada karşılaştığı her türlü problem bu başlık altında incelenebiliyor.

İngiliz uzmanlar, fazla ağrı kesici kullanımının baş ağrısını artırdığını ve bu tür ilaçları bir ay içinde 15 günden fazla kullanmanın sakıncalı olduğunu açıkladı.

İngiltere Ulusal Sağlık ve Klinik Mükemmellik Enstitüsü’nden yapılan açıklamada fazla ağrı kesici kullanımının baş ağrısını artırdığı belirtildi.

Sağlık uzmanları, 1 milyondan fazla İngiliz'in fazla ağrı kesici kullanmaları nedeniyle baş ağrısı çekiyor olabileceğini açıkladı.

Uzmanlara göre şiddetli ağrılar ve migren için kullanıldığında ağrı kesiciler genelllikle olumlu sonuç veriyor ancak bu ilaçların fazla kullanımı baş ağrısı yaratıyor.

Uzmanlar; ağrı kesici ve benzeri ilaçları bir ay içinde 15 günden fazla kullanmanın sakıncalı olduğunu belirtiyor.

Öğrendiğiniz bilgileri kısa sürede unutuyor, zihninizin eskisi kadar açık olmadığından yakınıyorsanız dikkatli olun. Çünkü genellikle ‘iş yoğunluğundan’ veya ‘stresten’ diyerek geçiştirilen basit unutkanlıklar Alzheimer’ın ilk belirtisi olabiliyor.

Basit unutkanlıklar çalışan kesimde genellikle ‘strestendir’ veya ‘aşırı yoğunluktandır’ düşüncesiyle çoğu zaman dikkate alınmıyor. Ancak 30-40’lı yaşlarda başlayan unutkanlıkları hafife almayıp, mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekiyor. Çünkü basit unutkanlıkların nedeni hastanın zamanla yatağa bağımlı kalmasına yol açabilen Alzheimer hastalığının ilk belirtisi olabilir.