Eşler Arasındaki İlişki

Sağlıklı bir aile kurmak istiyorsanız karı-koca ilişkisini sağlıklı bir zemine oturtunuz.Sağlıklı bir ailenin temeli karı-koca arasındaki sağlıklı ilişkiyle mümkündür. Çocukların gelişmesi için gerekli olan sağlıklı sosyal yapı ancak böyle bir ailede ortaya çıkar. Sağlıklı ilişki içine giren tarafların ilk uyması gereken kural karşılıklı birbirlerini değerli görmek ve kabullenmek, bununla birlikte iletişim ve etkileşim kanallarını sonuna kadar açık bulundurmaktır.

Kendi prensip, ilke ve ihtiyaçlarınızla ailenin prensip, ilke ve ihtiyaçları arasında makul bir denge kurunuz.Ne şahsiyetinizi aile adına feda ediniz, ne de aileyi zedeleyecek kadar bencilce bir tavır sergileyiniz. Bunun için de;

a. Uzun vadeli ve kalıcı mutlulukları, kısa vadeli ve geçici mutluluklara feda etmeyiniz.

b. Aileyi oluşturan bireyler olarak, kendi tavır, davranış ve düşüncelerinizden kendinizi sorumlu tutunuz.

c. Aile içerisinde doğru bildiklerinizi doğru bir üslupla ve doğru zamanı kollayarak söyleyiniz.

d. Ailedeki manevi atmosferi zenginleştirmeyi bencilce istek ve arzulardan önde tutunuz. Bunun verdiği iç huzuru ve dinginliği çok geçmeden tüm aile fertlerinin farkettiğini hayretle göreceksiniz.

Eşler arası ilişki, insanlar arası ilişkilerin zenginleştirilmeye en müsait olanıdır. Başka hiç bir ilişki bu kadar zenginleştirilemez. Eşler bu ilişkilerin kaçını gerçekleştirip kaçını gerçekleştiremediklerini tesbit ederek eksiklerini tamamlayabilirler:

Eşler arası ilişki şu on maddeye kadar zenginleştirilebilir:

a. İnsan-insan ilişkisi:
Bu ilişki türü, her insan için olduğu gibi eşler arasında da en temel ilişki turudur. Bir çok ailede evliliğin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, evlilik bağının üzerinde yükseleceği bu temelin atılmadığını görüyoruz. Evli çiftler herşeyden önce insandırlar. Şu temel espri hiç unutulmamalıdır: Evlilik kurumu insanı insanlığına yabancılaşman bir kurum değildir.

Yabancılara karşı gösterilen asgari insani tavır ve davranışı en başta eşler birbirlerine karşı göstermekle yükümlüdürler.

b. Din kardeşliği ilişkisi:
Evlilik din kardeşliğini iptal eden bir kurum da değildir. Nikah akdinin meşru kıldığı alanlar dışında, Müslüman’ın Müslüman’a yapması yasak olan şeyler iki din kardeşi olan eşler için de geçerlidir. Zulme engel olmak, iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak, iftira etmemek, alay etmemek, küçük görmemek, sevgi ve şefkat göstermek, iyilikle muamele etmek vs. gibi.

c. Sevgili ilişkisi:
Sevgi evlilik binasının çimentosudur. Bu ilişkinin kurulamadığı evlilikler zoraki birlikteliklerdir. Aile kuran eşler, adeta bir müddet sonra birbirlerinin yüreğine yük olmaya, “birbirimize mecburuz” tavrı takınmaya başlıyorlar. Aile kurumuna savaş açan zevkperestlerin eline koz veren bu tür evlilikler, ahlâksızlığın avukatlarına “evlilik aşkı öldürüyor” yalanını söyletmektedir. Eğer sağlıklı bir eş seçimi yapılır ve sağlıklı bir yuva kurulursa, evlilik aşkı öldürmez, aksine “ölümsüzleştirir”.

d. Bedeni-cinsi ilişki:
Başka hiç bir ilişkiyi, karıkoca ilişkisi kadar zenginleştiremeyecek olan ilişki türüdür bu. Bir evlilikteki sağlıklı cinsel hayat; eşler arası mutluluğun ödülüdür. Sağlıklı bir cinselliğin yaşanmadığı ailelerde çatışma ve huzursuzluk kaçınılmazdır.

Bu maddenin ihmalinden dolayı ortaya çıkan huzursuzluklar hep başka gerekçeler altında servise sunulur ve gerçek gerekçe ya gizlenir ya da çoğu zaman farkedilmez. Yanlış bir din ve çarpık bir ahlâk anlayışı verilerek rahip ve rahibeleştirilen kimi erkek ve kadınlar, evlendikten sonra en doğal ve meşru bir ilişki türü olan bu ilişkiyi, kendi doğallığı içerisinde gerçekleştirmekte hayli zorlandıkları görülmüştür.

e. Akraba ilişkisi:
Bu kan ve nesep yakınlığı ilişkisidir. Evliliğin ortak meyvesi olan çocuklar bu ilişki türünün imzasıdırlar. Eşler birbirleri için çocuklarının ana-babasıdırlar. Toprak tohumla birleşip sarmaş-dolaş olarak çocuk biçiminde meyveye durmuştur. İki ayrı varlık çocuklarda tevhid olmuştur adeta.

f. Dost ilişkisi:
Evliliği kanatlandıran ve zenginleştiren bir ilişki türüdür. Herkes karı-koca olur ve fakat her karı-koca birbirlerinin dostu olamaz. Bunu becerebilen eşler, evliliği taçlandırmanın yolunu bulmuşlar demektir. Eşler arasında bu tarz bir ilişkinin kurulması, evliliğin standartların üzerinde oluşunun bir işaretidir. Hz. Hatice ile Hz. Peygamber arasındaki ilişkide işte bu zenginliği görüyoruz.

g. Arkadaş ilişkisi:
Eşler birbirleri için arkadaşlık açısından üç hâlde değerlendirilebilirler:

aa) Birbirleri için ya hastalık gibidirler; ki bu durumda birbirleriyle arkadaşlıkları zorakidir. “Başa çıktı bir kere” mantığıyla sürüklenen evlilikler buna örnektir.

bb) Ya ilaç gibidirler; ki bu arkadaşlık türünde eşler birbirlerine lazım oldukça sığınır, arkadaşlık yaparlar.

cc) Ya da gıda gibi arkadaşlık ilişkisi; ki bu ilişki türü arkadaşlık ilişkilerinin en gelişmişidir ve birbirlerini sürekli desteklerler. Gıda gibi arkadaşlık kuran eşler birlerinin yüreğine yük olmazlar, yakıt olurlar.

h. Sırdaş ilişkisi:
Bu ilişki insanı yalnızlıktan kurtarıp, ona sırrını paylaşacak birini bulmuş olmanın iç huzurunu kazandırır. Her karı-koca birbirinin sırdaşı olamamakta, sırlarını açacak aile dışı bireyler aramaktadırlar. Bu da kimi zaman aile sırlarının ağızlarda sakız olmasına ve ailelerin dağılmasına neden olmaktadır. Sırlarını birbirleriyle paylaşamayan eşler daha başka nelerini paylaşabilirler ki?

ı. Yoldaş ilişkisi:
Bu, dava arkadaşlığı ilişkisidir; ki aynı amaç uğruna mücadele vermek, aynı gayeye koşmak demektir. Bu, eşler arasında duygu, düşünce ve eylem birliğinin gerçekleştiğinin de göstergesidir. Bu sayede aile gayesiz değil, gayeli bir aile olur ve o ailede yetişen çocuklar da, ideal sahibi çocuklar olurlar.

i. Kader birliği ilişkisi:
Aynı akıbeti istemeleri, aynı istikbale yelken açmaları anlamına gelir. Kader birlimi ilişkisi, dünya hayatıyla sınırlı olmayıp daha ötesine uzanan bir birlikteliği hedefler.


1 yorum

aynen katılıyorum

aynen katılıyorum

28.12.2014 - Ziyaretçi