Hayat'a dair bilgiler

Günlük yaşamımızda lazım olabilecek güncel bilgi ve içerik

Beyaz Akıntı Hamilelik Belirtisi midir?

Beyaz vajinal akıntı bayanların aklına “hamile miyim?” sorusunu getirir. Beyaz akıntı genellikle normal bir durumdur. Her kadın hamile olsun ya da olmasın ergenlik aşamasından menopoza kadar beyaz akıntı sorunu yaşayabilir. Akıntının miktarı ve kıvamı kadından kadına değişir.

Çoğu kadın beyaz ve süt kıvamında vajinal akıntı deneyimi yaşar. Bazen süt renginde ya da daha açık renkte olabilir. Nadir koşullarda sarı veya kırmızı renkte olur. Beyaz akıntı bulaşıcı bir hastalık ile ilişkili değildir, çok nadiren koku da meydana gelebilir. Akıntı hamilelik boyunca artar ve bu durum tamamen normaldir.

Anormal Vajinal Akıntı

Bazen beyaz akıntı ciddi bir sorun teşkil edebilir. Aşağıda yer alan değişiklikleri gözlemlerseniz, doktorunuza danışın.

Sarı, yeşil köpüklü akıntı
Kalın ve lor gibi akıntı
Hoş olmayan koku
Sulu akıntı
Kaşıntı
Ağrı
İdrar yaparken veya ilişki sırasında ağrı

Yukarıda yer alan belirtiler çerçevesinde doktorunuza başvurduktan sonra, ortak bazı risk faktörleri değerlendirilerek bakteriyel vajinozis, klamidya enfeksiyonu ya da mantar olma ihtimali üzerinde durulur. Doktorunuz tanı sonrasında enfeksiyon tedavisi önerebilir. Eğer hamilelikte beyaz akıntı olması durumunda tedavi edilmezse, düşük veya erken doğum riski artabilir.

Ayrıca erken gebelikte kahverengi akıntı da fark edebilirsiniz. Hamilelikte lekelenme veya vajinal kanama olursa, hemen doktorunuza danışmalısınız.

Beyaz Akıntı Nasıl Önlenir?

Erken gebelikte beyaz akıntı normal olsa da, herhangi bir kötü koşulu önlemek için gereken özeni göstermelisiniz. Basit önlemler alarak hamilelikte beyaz akıntı sorununu ortadan kaldırabilirsiniz. Bu önlemler şöyledir:

Sık sık iç çamaşırı değiştirin.
Kokusuz iç çamaşırı kullanın.
Parfümlü banyo köpüğü, kokulu mendil ya da vajinal deodorantlar kullanmayın.
Vajinal bölgeyi temizlemek için kokusuz sabun veya vajinal yıkama ürünleri kullanın.
Dış genital bölgeyi temiz ve kuru tutun.

Yumurtlama Gecikmesine Neden Olan Faktörler

Bir kadının adet döngüsü 28-32 gün arasında olur. Bazen bu süre daha kısa veya daha uzun olabilmektedir. Aslında yumurtlama dönemi hesaplaması son adet tarihinin ilk gününden önünüzdeki ilk 12-16 gün aralığında yapılır. Çoğu kadında adet döngüsünün 11 ve 21’inci günleri arasında yumurtlama olur. Yumurtlama döngüsünü takip etmek çok önemlidir. Eğer gebe olduğunuzdan şüphelenerek doktora giderseniz, doktorunuz size kesinlikle son adet döngüsü süresi hakkında soru soracaktır. Çünkü ne kadar süredir hamile olduğunuzun hesaplaması son adet dönemi temel alınarak beklenen adet dönemine göre yapılır.

Bazen yumurtlama (ovulasyon) zamanında olmayabilir. Bunun arkasında yatan ana neden kısırlık olabilir. Ancak normal yumurtlama döngüsünü bozan birçok faktör vardır. Bu faktörler şöyledir:

Bu belirtilere dikkat!

Baş ağrısı, öksürük, yorgunluk, midede yanma ya da ağrı... Dikkat! Ciddiye alınmayan bu belirtiler çeşitli hastalıkların habercisi olabilir.

Hemen hepimiz bu tür sorunlarla karşılaşıyor ama yakınmalarımızı çoğu zaman göz ardı edip, hekime başvurmuyoruz. Oysa, her belirtinin dikkate alınması gerekiyor, aksi halde hastalığın teşhisi gecikebiliyor. Bu durumda da aslında basit yöntemlerle üstesinden gelinebilecek hastalıklar, tedavisi zor bir sağlık sorununa dönüşebiliyor, hatta hayatı tehdit bile edebiliyor.

Aile Hekimi Dr. Demet Karadenizli'ye göre önemsenmeyen belirtiler şu hastalıkların habercisi olabilir:

Kalp hastalıkları için 5 basit strateji

Dünyada ölümlerin nedeni olarak ilk sırada bulunan kalp hastalıklarını, alınacak basit önlemlerle engellemek mümkün.

ABD'nin önde gelen sağlık kuruluşlarından Mayo Clinic'in internet sitesinde “Kalp Hastalıklarını Önlemenin Beş Stratejisi” adıyla yayımlanan makaleden derlediği bilgiye göre, bu beş “basit” strateji sigara, egzersiz, beslenme, kilo ve sağlık taraması şeklinde gösterildi.

Meteorda rastlanan 'Dünya tipi' bakteriler

NASA bilimcileri inceledikleri bir meteorda bakteriler tespit etiklerini, bunların Dünya'daki bazı bakterilerle büyük benzerlik taşıdığını iddia etti.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nde (NASA) görevli bir bilimadamının araştırması, uzaydaki yaşamın, Dünya'da bildiğimiz yaşamla benzer özelliklere sahip olabileceğini gösterdi.

NASA'nın Marshal Uzay Uçuş Merkezi'nde çalışan astrobiyolog dr Richard B. Hoover, dünyada bilinen az sayıdaki göktaşının bulunduğu Sibirya, Alaska ve Antarktika gibi uzak bölgelerdeki meteoritler (göktaşları) üzerinde yaptığı araştırmasının sonuçlarını Journal of Cosmology dergisinin mart sayısında yayınladı.

Hafıza hücresini ürettiler!

ABD'li bilimadamları, laboratuvar ortamında ''nöron'' adı verilen hafıza hücrelerini üretmeyi başardı. Alzeimer için umut olacak çalışma sayesinde hafıza kaybı olan kişiler yeniden hafızalarına kavuşacak.

ABD'nin Chicago kentindeki ''Northwestern University Feinberg School of Medicine'' adlı tıp okulundan Dr. Jack Kessler ile Kessler'in laboratuvarındaki eski bir doktora öğrencisi olan Christopher Bissonnette tarafından yapılan bilimsel araştırma '' Stem Cell'' adlı dergide yayımlandı.

Kessler, dergide, yeni ürettikleri nöronları farelere naklettiklerinde bu hücrelerin normal şekilde fonksiyon gösterdiklerini gözlemlediklerini ifade etti.

NASA uydusu düştü!

NASA, dünya gözlem uydusu Glory'yi taşıyan Taurus XL roketinin yörüngeye ulaşamadığını bildirdi.

Vandenberg Hava Üssü yetkilileri, NASA'nın Glory uydusunu taşıyan Taurus XL roketinin bugün saat 12.10'da üsten fırlatıldığını belirtirken, NASA'dan yapılan açıklamada, roketin üzerindeki koruyucu kabuğun fırlatılıştan sonra uydudan ayrılmadığı kaydedildi. Uydu, Antarktika yakınlarında okyanusa düştü.

Glory uydusu iklime etki eden etmenler hakkında yeni veriler toplamak üzere Kaliforniya’dan havalanmıştı. Bundan tam altı dakika sonra yetkililer ciddi bir problemin farkına vardı. Roketin fırlatıcısının üstünde bulunan ve uyduyu koruyan kaplama kısmı tam olarak ayrılmamıştı. Uyduyu taşıyan füze, bir süre sonra düştü.

Gizli UFO dosyaları açıklandı

İngiltere’de bugüne kadar gizli tutulan UFO dosyaları gün ışığına çıktı. Dosyalarda pek çok UFO ihbarı ve fotoğraf yer alıyor.

Daily Mail'in haberine göre, ortaya çıkan belgelerde, bütün batının soğuk savaşla ve Sovyetlerin nükleer füzeleriyle uğraştığı 1970'lerde İngiltere'nin gözü dünya dışı yaşamı aramak için gökyüzündeydi ve bu dönem UFO gözlemlerinin altın çağıydı.

İçişleri Bakanlığı 1979 Nisan'ında polis, itfaiye ve meclisin bir nükleer uydu düşmesi durumunda yapması gerekenleri belirten bir rehber yayınladı. Rehberde adı geçen 'nükleer uydu' aslında UFO yerine kullanılan bir koddu.

Güneş'in lekeleri neden kayboldu?


Hintli gökbilimciler, Güneş'in üzerindeki lekelerin iki yıl boyunca kaybolmasının sebebini bulduklarını düşünüyorlar.

1913 yılından beri rekor düzeyde sakin olan Güneş'in üzerinde 2008 ve 2009 yıllarında hemen hemen hiç leke gözlenmedi. Bu dönemde ayrıca Güneş'in 11 yıllık döngüsünün sonundaki en yüksek faaliyet seviyesinde olması da bilimadamlarını bir o kadar şaşırtıyordu.

Güneş'te büyük bir manyetik yoğunluğa sahip lekeler, aslında yüzeye çıkan elektrik yüklü parçacıklar olan plazmalar.

Bu plazmalar Güneş'in yüzeyinde Dünya'daki okyanuslarınkine benzer akıntılar gibi durmaksızın hareket halinde bulunuyor.

Tıbbi bitkileri doğru kullanma rehberi!


Bitkilerin yerel bilgilerini derleyen bilim dalına ‘etnobotanik’ deniyor. Etnobotanik, bitkiler ve insanlar arasındaki kültürel unsurları inceliyor.

Ülkemiz, bitki türü zenginliği açısından oldukça cömert bir floraya sahip. Yaklaşık üç bin kadar kadar bitki, yeryüzünde sadece Türkiye’de yetişiyor. Bitkilerin bu kadar çeşitli olması, bitki bilgeliğini doğurdu. Aynı bitki farklı yörelerde farklı şekillerde kullanılabiliyor. Bitkilerle ilgili bilgelik daha çok yerel kaynaklardan derleniyor.

Gelibolu ve çevresi


Ahlat otu: Yaprakları ve meyveleri ezilerek böcekle yılan sokmalarında kullanılıyor.

Şekerlemenin faydaları nelerdir?


ABD’de yapılan bir araştırma, gün içinde yaklaşık bir saat uyumanın kalbi koruduğunu ortaya koydu.

İtalyan La Stampa gazetesinde çıkan habere göre, Pensilvanya’daki Allegheny Üniversitesinden bir grup bilim adamı, araştırmaya katılan 85 sağlıklı üniversite öğrencisinden önce uyku kalitelerine yönelik bir form doldurmalarını istedi. Karmaşık bir zihin egzersizinin ardından katılımcıların kan basınçlarını ölçen bilim adamları, her vakanın tansiyonlarının ve kalp atış hızlarının farklı seviyelerde de olsa arttığını tespit etti.

Daha sonra katılımcıları iki gruba ayıran bilim adamları, ilk gruptakilerden 1 saat kadar şekerleme yapmasını istedi,; ikinci gruptaki katılımcıların ise gün içinde uyuması yasaklandı.

Mars'ta bir zamanlar okyanus varmış



Mars Orbiter’ın gönderdiği en son görüntüler, Mars’ta antik okyanuslar bulunduğunu güçlendirdi.

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin kızıl gezegen Mars’ı gözlemleyen Mars Orbiter uzay aracının çektiği görüntüler, bilim dünyasında yeni bir tartışma başlattı. Geçmişte, Mars’ın kutup bölgelerinde buz halinde su olduğu tespit edilmiş, göl ve okyanuslar bulunduğuna dair bulgular elde edilmişti. Mars Orbiter’ın gönderdiği en son görüntüler, Mars’ta antik okyanuslar bulunduğunu güçlendirdi.

Dünya'nın çok yakınından geçecek



2011 MD kod adlı göktaşı bu akşam Dünya'ya teğet geçecek.

Gök bilimciler tarafından Çarşamba günü keşfedilen ve 2011 MD olarak adlandırılan bir asteroitin, bu akşam Dünya’nın atmosferini sıyırıp geçmesi bekleniyor. Öte yandan, gezegenimize 12 bin kilometreye kadar yaklaşacak olan göktaşı, Dünya'nın manyetik alanının etkisinde kalırsa atmosfere de girebilir. 2011 MD, amatör gök bilimciler tarafından teleskoplarla gözlemlenebilecek.

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), ABD Hava Kuvvetleri ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından yürütülen LINEAR programının tespit ettiği 2011 MD, yarın TSİ 19.14’te Dünya’nın üzerinden çok büyük bir süratle geçecek.

Çocuğunuzun kilosunu kontrol altında tutun!

Çocuklarda iştahsızlık kadar obezitenin de önemli bir sorun olduğu malum. Uzmanlara göre, çocuk beslenmesindeki felsefe, ‘yeterli miktarda yesin, fazla ya da az değil’ olmalı.

Çocuklarda kilo kontrolü büyük önem taşıyor. Sadece ek gıdayla beslenen çocukların ağız tadının çok zor oluştuğunu ve çok seçici olduklarını söyleyen İstanbul Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, “Okul öncesi dönemdeki çocukların şişmanlığından anne-babalar ve bakıcılar sorumludur” dedi.

100 çocuktan 15’i uykuda yatak ıslatıyor!

5 yaşına gelmiş bir çocuğun yatak ıslatması normal kabul edilmiyor. Bu durum, istemsiz ve uykuda yatak ıslatma anlamına gelen ‘enürezis noktürna’ olarak adlandırılıyor.

5 yaşındaki her 100 çocuktan yaklaşık 15’inin uykuda altını ıslattığını ve 18 yaşındaki 100 kişinin birinde bu sorunun devam edebildiğini belirten Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, çocuk ve gençlerde yatak ıslatma konusunda aileleri uyarıyor.

Çocuk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu, yatak ıslatma sorunu ‘enürezis noktürna’ hakkında şu bilgileri veriyor:

“İdrar kesesi ve idrar tutmaya yarayan kasların kontrolü sinir sistemi tarafından yapılmaktadır. Gece idrar kontrolünün sağlanması;
• uyku sırasında idrar hissinin algılanması,

Deri hücresinden damar üretilecek

ABD'de yapılan bir çalışma, donörlerden alınan deri hücreleriyle kan damarlarının üretilmesinin yolunu açtı.

Bilim insanları, hasta yerine donörlerden alınan deri hücreleriyle doku uyuşmazlığı ile doku reddini engelleyici ilaçlara ihtiyaç bırakmayan, bir soğutucu içinde muhafaza edilen, her an kullanıma hazır, çeşitli boy ve ebatlarda kan damarları üretilmesi hedefine ulaşmada önemli bir adım olarak değerlendiriyor.

Polonya'da laboratuvar ortamında üretilmiş kan damarları nakledilen 3 diyaliz hastasının, ameliyattan 2 ila 8 ay sonra doku reddi sorunuyla karşılaşmadan işlevlerini yerine getirdikleri, American Heart Association adlı tıp kuruluşu için dün görüntülü ve sesli internet ortamında yapılan bir bilimsel sunumla gösterildi.

DNA şifrelemeyi nasıl yapar?

DNA zinciri hücrenin içerisinde bulunan ve nukleus(çekirdek) adı verilen bir organelin içerisinde bulunur.Bir insanda ise yaklaşık 70-100 trilyon tane hücre vardır ve her bir hücrenin içerisinde DNA molekülü ayrı ayrı mevcuttur.Fakat dikkat ederseniz her hücre birbirinden farklı fonksiyonlara sahiptir. Mesela gözünüzdeki hücreyle elinizin deri hücreleri birbirinden farklıdır.Peki DNA ları aynı olan hücreler neden farklılaşma gösteriyorlar?.Yada şu şekilde soralım; Neden göz hücrelerimiz ile deri hücrelerimiz veyahut karaciğer hücrelerimiz ile dil hücrelerimizin DNA ları aynı olmasına rağmen, birbirlerine benzemiyorlar.Yanıt ise basittir.