Doğum kontrol haplarının 50 yıllık geçmişi

Bundan tam 50 yıl önce doğum kontrol hapını ilk onaylandığında, ilgilenen bir milyondan fazla kadının tek seçeneği vardı...

FDA, 23 Haziran 1960’da doğum kontrol hapını ilk defa onayladı. Adı Enovid olan hap oldukça güçlüydü. Yumurtlamayı önleyerek hamileliğin önüne geçmek için yüksek dozlarda hormonlar içeriyordu.

İki yıl içinde Enovid’in üreticisi, kan pıhtılaşması şikayetleriyle boğuşmaya başladı. 1966’da, kan pıhtılaşması, şeker ve kanserle ilgili kamunun kaygısı yüzünden FDA daha düşük dozlu haplara yeşil ışık yaktı.

Şimdi, 50 yıl sonra, doğum kontrol haplarında baştakilere göre onda bir ile beşte bir arasında daha az hormon var. Columbia Tıp Merkezinden Dr. Janice Aubey; “Çok güvenli ve etkili bir doğum kontrol yöntemi” diyor.

Günümüzde hapların pek çok farklı hormon dozlarından oluşan çeşitleri var. Böylece kadınlar doğum kontrol seçeneklerini kendi sağlık riskleri ve yaşam tarzlarına göre belirleyebiliyor. Bazı haplar dönemsel adet gördürürken bazıları hiç adet görmemeyi sağlıyor.

HATANIN SONUCU DAHA İYİ İLAÇ OLDU
Hapta iki hormonun kullanılmadı tesadüfi bir hataydı.

1950'lerdeki bir klinik deney sırasında sadece progesteron içeren ilk haplara yanlışlıkla sentetik östrojen bulaştı. Zamansız kanamalar gibi sorunlarda belirgin bir azalma oldu ve östrojen hapın içeriğine dahil edildi.

Günümüzde de en çok kullanılan doğum kontrol haplarında hem östrojen hem progesteron var. Bu hapların paketinde 21 tane hormon içeren hap ve bir haftalık plasebo hap bulunuyor. Üç çeşidi var. Tek fazlı olanlar üç aktif hafta boyunca aynı dozda hormon veriyor. Çift ve üçlü fazlı olanlarda ise hormon dozları değişiyor.

Aubey’ye göre çift veya üç fazlı hapların bir avantajı olabilir. Çünkü kadını daha az hormona maruz bırakıyorlar. Ama henüz klinik olarak tespit edilmiş bir fark yok.

Günümüzde hap, 50 yıl önceden daha hafif olsa da hâlâ bazı sağlık riskleri var. Yüksek tansiyon, kalp krizi, felç ve kan pıhtılaşması gibi. Bazı riskler, sigara tiryakileri ve 35 yaş üstündekilerde daha yüksek olabilir.

UZATILMIŞ DÖNGÜ HAPLARI
Kimyasal olarak, uzatılmış döngü hapları standart kombinasyonlu haplara benziyor. Sadece daha fazla aktif hap içeriyorlar. Plasebo hapların olduğu hafta, ya mevsimde bir ya hiç gelmiyor. Uzatılmış döngü haplarında beklenmedik kanama görülmesi daha olası ama onun dışında riskler ve yan etkiler diğerleriyle benzer.

Aubey; “Her ay adet görmenin bir anlamı yok” dedi. Bunun, daha az adet görmek isteyen kadınlar için iyi bir seçenek olduğunu söyledi. Uzatılmış döngü hapları, ağrılı adet gören, adet dönemi baş ağrısı olan veya başka sağlık sorunları olan (kansızlık ve endometriyozis gibi) kadınlara öneriliyor.

Aubey; “Yaşam kalitesiyle ilgili avantajlar da var fiziksel olanlar da” diyor.

MİNİ HAP
Mini hap küçük değil, sadece içinde östrojen yok. Standart haptan daha az affedici olan ilaç her gün tam olarak aynı saatte alınmalı.

Mini hap, süt veren kadınlar için geliştirilmiş. Çünkü östrojen süt üretimini engelleyebilir. Ayrıca sigara içen, 35 yaş üstünde olan, yüksek tansiyonu veya migreni olan kadınlara da sıkça mini hap reçete ediliyor.

Mini hapla bazı sağlık riskleri azaltılsa da, diğer haplarla aynı yan etkileri taşıyor. Bunlar arasında mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı ve cinsel istekte azalma yer alıyor.

Sadece progesteron içeren mini hapların depresyon belirtilerini kötüleştirebileceği yönünde kanıtlar da var ama araştırmacılar fikir birliğine varmış değil. Bunun doğum sonrası depresyona ışık tutup tutmayacağı henüz bilinmiyor.

Sonuçta günümüzdeki haplar Aubey’e göre “üstünde en çok çalışılan ve hazırda bulunan doğum kontrol yöntemi”. Uzmanlara göre, doğru alındığında hem güvenli hem etkili bir yöntem.

Ayrıca pek çok çiftin cinsel hayatını iyileştiren bir yöntem olduğu kesin.