Kuzey Buz Denizi’ndeki buzullar rekor seviyede azaldı!
Kuzey Buz Denizi’ndeki buzulların rekor seviyede azalması, yakın gelecekte Dünya’yı korkutucu gelişmelerle baş başa bırakabilir. Bilim insanları, 2015’te Arktik buzullarının yok olabileceğini ve çok az kişinin bu hızlı değişime hazırlandığını belirtti.
Uydularla yapılan tespitlere göre, Arktik’te bu yıl yaşanan erime, rekor kabul edilen 760 bin kilometre kareyi geride bıraktı. ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIDC), 16 Eylül günü Kuzey Buz Denizi’ndeki buzulların yaz mevsiminde maruz kaldıkları erimeyi sona erdirerek, kış mevsiminin gelmesiyle artış yaşayacakları döneme girdiğini belirtti. Buzulların yeniden artmasıyla kaplayacakları toplam alanın 3.41 milyon kilometreye ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu rakam, 1979 ile 2000 yıllları arasında buzulların kapladığı alanın yarısınan çok az daha fazla.
Buzullardaki en yüksek ikinci erimenin yaşandığı 2007 yılında, kutuplardaki yüksek başınç alanı sisteminin uzun sürmesi nedeniyle buzullar güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmıştı. Dahası, şiddetli rüzgarlar erimenin hızlanmasına neden olmuştu.
Bilim insanları, bu yıl güneş ışığı ve rüzgarların birleşmesiyle ortaya çıkan ‘mükemmel fırtınanın’ Ağustos’ta yaşandığını belirtti. Rekor erimenin ana sorumlusunun mükemmel fırtına olduğu düşünülürken, NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden Claire Parkinson, buzulların çok hassas bir noktaya geldiğine dikkat çekti. Parkinson, “Aynı fırtına on yıllar önce yaşanmış olsaydı bugün olduğu kadar etkili olmazdı. Buzulların kalınlığı çok azalmış durumda” dedi.
ARKTİK BUZ BAŞLIĞI ERİYOR
Artik’teki buzulların her yıl erimeye maruz kaldığı bilinse de, Arktik buz tepeleri uzun yıllarda oluşmuş, kalın ve yazları bile ciddi ölçüde erimeye maruz kalmayan bir özelliğe sahipti. Ancak atmosfer sıcaklığında son yıllarda yaşanan artış, bu kalın buz kütlesini inceltti ve tamamen erime riskini doğurdu. Her geçen yıl, giderek incelen buz tepeleri daha eriyor.
NSIDC bilim insanı Walt Meier, “Yazın sonunda yaşanan belirleyici azalma, buzulların ne kadar güçsüz hale geldiğini gösteriyor... Güneş uzaklaşırken bile kar erimeye devam ediyor” dedi.
Meier, “Artık sınırları belli olamayan bir bölgedeyiz... Dünya’daki sıcaklık artışının devam ettiğini bildikçe, karşılaşacağımız ilk ve en büyük değişimler Artik’te olacak. Ancak çok az kişi çok hızlı yaşanabilecek bu değişimlere hazırlanmış durumda” dedi.
“2015’TE YOK OLABİLİR”
Bilim insanları arasında çok daha kötümser olanlar da var. İngiliz Guardian gazetesine konuşan Cambridge Üniversitesi’nden Profesör Peter Wadhams, “Bu Artik’teki son yıkım... Şu an yaşanan erime 2015-16’da son bulabilir ve geride hiçbir şey kalmayabilir” dedi.
Bu konudaki tahminler ise değişiyor. Washington Üniversitesi’nden Cecilia Bitz, New York Times’a yaptığı açıklamada, 10 yıl içine Artik buzullarının tamamen erime ihtimalini yüzde 50-50 olarak verdi. Bilim insanları, buzulların yok olmasının Kuzey Buz Denizi’nde hiç buz kalmayacağı anlamına gelmediğini de dikkat çekti. Ancak bu gidişle uydularda görüntüleyecek belirgin buzul parçaları kalmayacak.
NYT’ye konuşan bir diğer bilim insanı, Rutgers Üniversitesi’nden Jennifer Francis, gelişmelerin gerçekten korkutucu olduğunu ve bu tür yorumların abartı içermediğini belirtti. Francis, “Benim gibi insanlar için bile yaşana değişimin getirebileceği olumsuzluklara inanmak güç... Ancak gerçeği söylemem gerekirse tüylerim diken diken oluyor.”
Uydularla yapılan tespitlere göre, Arktik’te bu yıl yaşanan erime, rekor kabul edilen 760 bin kilometre kareyi geride bıraktı. ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIDC), 16 Eylül günü Kuzey Buz Denizi’ndeki buzulların yaz mevsiminde maruz kaldıkları erimeyi sona erdirerek, kış mevsiminin gelmesiyle artış yaşayacakları döneme girdiğini belirtti. Buzulların yeniden artmasıyla kaplayacakları toplam alanın 3.41 milyon kilometreye ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu rakam, 1979 ile 2000 yıllları arasında buzulların kapladığı alanın yarısınan çok az daha fazla.
Buzullardaki en yüksek ikinci erimenin yaşandığı 2007 yılında, kutuplardaki yüksek başınç alanı sisteminin uzun sürmesi nedeniyle buzullar güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmıştı. Dahası, şiddetli rüzgarlar erimenin hızlanmasına neden olmuştu.
Bilim insanları, bu yıl güneş ışığı ve rüzgarların birleşmesiyle ortaya çıkan ‘mükemmel fırtınanın’ Ağustos’ta yaşandığını belirtti. Rekor erimenin ana sorumlusunun mükemmel fırtına olduğu düşünülürken, NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden Claire Parkinson, buzulların çok hassas bir noktaya geldiğine dikkat çekti. Parkinson, “Aynı fırtına on yıllar önce yaşanmış olsaydı bugün olduğu kadar etkili olmazdı. Buzulların kalınlığı çok azalmış durumda” dedi.
ARKTİK BUZ BAŞLIĞI ERİYOR
Artik’teki buzulların her yıl erimeye maruz kaldığı bilinse de, Arktik buz tepeleri uzun yıllarda oluşmuş, kalın ve yazları bile ciddi ölçüde erimeye maruz kalmayan bir özelliğe sahipti. Ancak atmosfer sıcaklığında son yıllarda yaşanan artış, bu kalın buz kütlesini inceltti ve tamamen erime riskini doğurdu. Her geçen yıl, giderek incelen buz tepeleri daha eriyor.
NSIDC bilim insanı Walt Meier, “Yazın sonunda yaşanan belirleyici azalma, buzulların ne kadar güçsüz hale geldiğini gösteriyor... Güneş uzaklaşırken bile kar erimeye devam ediyor” dedi.
Meier, “Artık sınırları belli olamayan bir bölgedeyiz... Dünya’daki sıcaklık artışının devam ettiğini bildikçe, karşılaşacağımız ilk ve en büyük değişimler Artik’te olacak. Ancak çok az kişi çok hızlı yaşanabilecek bu değişimlere hazırlanmış durumda” dedi.
“2015’TE YOK OLABİLİR”
Bilim insanları arasında çok daha kötümser olanlar da var. İngiliz Guardian gazetesine konuşan Cambridge Üniversitesi’nden Profesör Peter Wadhams, “Bu Artik’teki son yıkım... Şu an yaşanan erime 2015-16’da son bulabilir ve geride hiçbir şey kalmayabilir” dedi.
Bu konudaki tahminler ise değişiyor. Washington Üniversitesi’nden Cecilia Bitz, New York Times’a yaptığı açıklamada, 10 yıl içine Artik buzullarının tamamen erime ihtimalini yüzde 50-50 olarak verdi. Bilim insanları, buzulların yok olmasının Kuzey Buz Denizi’nde hiç buz kalmayacağı anlamına gelmediğini de dikkat çekti. Ancak bu gidişle uydularda görüntüleyecek belirgin buzul parçaları kalmayacak.
NYT’ye konuşan bir diğer bilim insanı, Rutgers Üniversitesi’nden Jennifer Francis, gelişmelerin gerçekten korkutucu olduğunu ve bu tür yorumların abartı içermediğini belirtti. Francis, “Benim gibi insanlar için bile yaşana değişimin getirebileceği olumsuzluklara inanmak güç... Ancak gerçeği söylemem gerekirse tüylerim diken diken oluyor.”
Konular
- Yarım milyar avro Türk girişimcisini bekliyor
- iPhone 5S parmak iziyle çalışacak
- 2017 Emlak vergisi ne zaman ödenecek?
- Adenomyosis (adet dönemi sancısı)
- Adet düzensizliğinin sebepleri nelerdir?
- Adet sancısı nasıl geçer?
- Vajinal Akıntı Nedenleri
- Doğal Vajinal Akıntılar
- Doğal Olmayan Vajinal Akıntılar
- Doğal Olmayan Vajinal Akıntıların Sebepleri
- Doğal Olmayan Vajinal Akıntıların Önemli Sebepleri
- Gebelikte Vajinal Akıntılar
- Vajinal Akıntılara Neden Olan Diğer Sebepler
- Vajinal Akıntıların Teşhisi
- Vajinal Akıntıların Tedavisi
- Vajinal Akıntılar İçin Pratik Bitkisel Tedavi Yöntemleri
- Vajinal Akıntılardan Korunma Yolları
- Taze sıkılmış meyve suyu nasıl saklanır?
- Beyaz Akıntı Hamilelik Belirtisi midir?
- Anormal Vajinal Akıntı
- Beyaz Akıntı Nasıl Önlenir?
- Enfeksiyona Bağlı Vajinal Akıntı Nasıl Geçer?
- Test Yapmadan Hamile Olduğumu Nasıl Anlarım?
- Yumurtlama Gecikmesine Neden Olan Faktörler
- Eğitimde Bireysel Farklılıklar ve Önemi
- Öğrencilerde bireysel farklılıklar
- Bireysel Farklılıklar ve Psikoloji
- Anne-babalar çocuklarının ilk ve daimi öğretmenleridir
- “Nerede bu çocuğun annesi?”: Bir babanın baba olma çabaları
- Anne Baba ve Öğretmen İşbirliğinin Yararları